HİPERTROİDİZM
TANIM
Tiroid bezinin normalden çok çalışarak aşırı miktarda tiroid hormonu üretmesine hipertiroidi denilir. Çeşitli nedenlerle kanda tiroid hormonunun artmasına ise tirotoksikoz denilir. Her ikisininde belirti ve bulguları aynıdır. Her iki durumda da kanda T3 ve T4 tiroid hormonlarının düzeyi artar.
NEDENLERİ
1. Graves hastalığı: TSH reseptör antikorlarının kanda artması nedeniyle oluşan tiroit bezi aşırı çalışmasıdır. Bazı hastalarda gözde büyüme olur. Hipertiroidinin en sık nedenidir. Hipertiroidisi olan hastaların %60-90′nım Graves hastalığı oluşturur. Bağışıklık sistemindeki bir bozukluktan kaynaklanır.
2. Sıcak nodüllerin fazla hormon salgılaması: Sıcak nodüllerin aşırı tiroit hormonu yapıp salgılaması durumunda tiroit hormonları kanda artar ve hipertiroidi hastalığı oluşturur.
3. Tiroit bezinin iltihabi hastalıkları: Tiroit bezinde iltihabi hastalıklar olduğunda bezde depo edilmiş halde bulunan tiroit hormonları kana döküldüğünden hormonlar yükselir ve hipertiroidi belirtileri ortaya çıkar.
4. Tiroit hormon ilaçlarının fazla alınması: Tiroit hormon ilaçlarının gereğinden fazla alınması kanda tiroit hormonlarını artırır ve hipertiroidi yapar.
5. Bazı ilaçların kullanımı: Amiodarone isimli kalp ilacı ve interlökin ilacı kullanan bazı hastalarda tiroit bezi fazla çalışarak hipertiroidi hastalığı oluşturabilir.
6. Aşırı şekilde iyot almak: Fazla iyot alınması nodülü olan hastalarda hipertiroidi yapar.
7. Cıva zehirlenmesi: Civanın fazla alınması hipertiroidizm denilen tiroit bezinin aşırı çalışmasına neden olabilir.
BELİRTİLER
- Çarpıntı
- Heat intolerance- Isı toleransı
- Nervousness- Sinirlilik
- Insomnia- Uykusuzluk
- Breathlessness- Nefes darlığı
- Increased bowel movements- Artmış barsak hareketleri
- Light or absent menstrual periods- Hafif veya hiç adet görememe dönemleri
- Fast heart rate- Kalp çarpıntısı
- Trembling hands- Titreyen eller
- Weight loss- Kilo kaybı
- Muscle weakness- Kas güçsüzlüğü
- Warm moist skin- Sıcak nemli deri
- Hair loss- Saç dökülmesi
Hasta çok hızlı konuşur. Bilincinde I birbiri peşi sıra beliren düşünceleri aynı ı hızla sözcüklere dökememenin bunaltısını yaşar. Bu nedenle başka bir konuya j girmek için konuşmayı keser. Oturu-yorsa sürekli konum değiştirir. Hızla j kalkar, sonra hemen oturur. Çabuk yo-1 rulur, kolayca ürker. Telefon çaldığında! ya da kapı vurulduğunda yerinden fır-| lar. Günlük yasanımda olayları sürekli kaygı ve tedirginlikle karşılar. Dinlenme gereksinimi duyarken, bir yandan da bunun olanaksız olduğu sonucuna varır. Gece az uyur. Sıcaktan çok rahat-l sız olduğundan kış ortasında biraz yük-1 selen oda-sıcaklığına bile dayanamaz ve serinlemek için camlan açar. Ağla-J maya çok yatkındır. Tepkilerindekil dengesizliği çoğu zaman kendi de fark] eder.
Ama hipertiroidizmin en önemli be-1 lirtisi titremedir. Hasta bütün vücudunda yayılan bir titreme duyumsar. Kolla-n ilerde, parmaklan geTgin, gözleri kapalı duran hastanın açılmış parmaklan üzerine bir kağıt konduğunda hızlı vej sürekli titreme açık biçimde görülür.
Davranışlarının yanı sıra hastanın) dış görünümü de Önemli ipuçlan verir.I Sürekli terler. Saçlan ince ve seyrektir.! Kas kütlesi ve derialtı yağdokusununl azalmasına bağlı olarak çok zayıflamış-) tır. Bu durum yalnız hipertiroidizme özgü olmamasına karşın çok sık karşı-] laşılan bir belirtidir.
Hastanın zayıflamasına karşın aldığı besinler hiç de az değildir. Bu çelişkili durum tiroit hormonunun metabolizma etkinliğini hızlandırmasıyla açıklanır. Yani vücuda enerji veren şeker, lipit ve protein gibi maddelerin yapım ve yıkım süreci sürekli uyarılmaktadır. Hipertiro-idizmin bütün öbür belirtileri hormonun hem bu etkisine, hem de otonom sinir sisteminin özellikle sempatik sinirleri uyarmasına bağlıdır (titreme, taşkınlık, terleme).
Kalp-damar sistemi hipertiroidizm-den önemli ölçüde etkilenir. Kanda fazla miktarda bulunan tiroit hormonları böbreküstü bezinin iç kesiminden salgılanan katekolaminlerin etkinliğini artırarak dolaşım sistemi bozukluklarına yol açar. Bu durumda kalp atımları hızlanır. Kalbin kasılma gücü ve kalp kasının (miyo-kart) elektriksel uyanlabilme duyarlılığı artar. Sonuçta kalp atım düzensizliklerini (aritmi) kolaylaştıracak koşullar hazırlanmış olur. Bunlar ekstrasistollerden (ek atım) kulakçık fibrilasyonuna (kulakçık kasılmalarının işlevsiz ve düzensiz seğirmelere dönüşmesi), kulakçık flaterinden (kulakçık kasmın titreşim biçiminde düzensiz kasılması) kulakçık ve karıncıkların paroksismal (geçici) taşi-kardilerine kadar değişir. Ayrıca .kalp kasının oksijen tüketimi artar. Bu durum anjin tipi ağrıların ortaya çıkmasına neden olabilir. Küçük tansiyon (kalp karıncıkları gevşediğinde damar içindeki kan basıncı) tipik olarak düşer. Büyük tansiyon (kalp karıncıkları kasıldığında damar içinde oluşan kan basıncı) ise normal düzeyinde kalır. Dolayısıyla bu iki değer arasındaki fark artar.
Genellikle röntgen incelemesinde kalp gölgesi büyümüş görünür. Akciğer göbeğinde (bronşların, atar ve toplar damarların akciğere bağlandığı bölge; hi-lus) kalp yetmezliğinin başlangıç belirtisi olarak aşırı kan akımı saptanır. Güç harcamaya bağlı olarak gelişen nefes darlığı ve ayak bileğindeki ödemler (şişkinlik) bu duruma bağlı olabilir. Çarpıntı taşikardi ya da öbür ritim bo-zukluklarıyla ilgilidir.
Üreme organı bozuklukları da yaygın biçimde ortaya çıkar. Erkekte erbez-leri yapısal ve işlevsel olarak normal görünmesine karşın cinsel istek azalmış, iktidarsızlık belirtileri ortaya çıkmıştır. Kadında yumurtlamanın olmadığı âdet çevrimleri ve âdet yokluğu ortaya çıkar.
Hİpertiroidizmin en önemli tipi olan Basedov/da iki önemli belirti vardır: Guatr ve egzoftalmi. Guatr bilindiği gibi boyundaki şişliktir. Egzoftalmi ise göz yuvarının patlak göz izlenimi verecek biçimde dışarı fırlamasıdır. Dikkat çekecek ölçüde öne çıkan gözler hiper-tiroidizm hastasmın yüzüne tipik canlı ve heyacanlı ifadeyi kazandırmaya yardımcı olur.
Bu iki belirti tiroit hormonunun değil, hipofız hormonlarının ve özellikle egzoftalmiye yol açan TSH’nin aşırı üretilmesinden kaynaklanır. Plummer hastalığında hipofiz normalden az çalıştığından bu belirtiler ortaya çıkmaz.
Hipofiz hormonlarının kandaki düzeyinin yükselmesi tiroit bezinin hem büyümesine hem de etkinliğini artırmasına yol açar. TSH ise gözün arkasındaki bağdokunun hiyaluronik asit gibi mukopolisakaritlerce zenginleşmesini sağlar. Böylece gözyuvan arkasındaki doku şişer ve gözlerin öne doğru itilmesine neden olur.
Basedow hastalığının bu komplikas-yonu, en tedirgin edici belirtilerden biridir. Ama hipertiroidizm hastalarının yalnız yüzde 2-3′ünde ağır bir biçimde ortaya çıkar. Bozukluklar göz bölgesinde hafif bir baskı duyumundan, yukarı ve yana bakmakta az ya da çok güçlük çekmeye, çift görme (diplopi) ve şaşılıkla birlikte göz çevresindeki kasların felcine kadar değişir. Egzoftalmi hafif olabilir. Ama bazen gözkapaklannın kapanmasını engeleyecek ölçüde ilerler (lagoftalmi). Konjunktiva (gözün dış zan) kuruyabilir ve mikroplanarak iltihaplanabilir. Bu durum kornea (saydam tabaka) delinmesine kadar gidebilir.Gözlerde batma, yanma, sulanma, ışığa duyarlılık ve ağn gibi belirtiler ortaya çıkar. Gözkapaklan şişer, görme alam daralır ve bu durum görme sinirleri üstündeki baskıdan ötürü körlükle sonuçlanabilir. Bu belirtiler tek ya da her iki gözde ve farklı derecelerde görülebilir. Olguların çoğunda hastalığın gidişi korkutucu değildir. Bozukluklar zamanla kendiliğinden ve yavaş yavaş geriler. Bu durum genellikle hastalığın iyileşme süreciyle birlikte görülür. Ama yukarda da belirtildiği gibi egzoftalmi ender olarak körlüğe yol açana kadar ilerleyebilir.
TİROİT KRİZİ
Tiroit krizleri, hipertiroidizm belirtilerinin birden alevlenmesidir. Genellikle hipertiroidizm hastasına uygulanan cerrahi girişime ve özellikle aşırı çalışan tiroit bezi parçasının alınmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Aynı durum hastanın ağır bulaşıcı hastalıklara yakalanması ve ruhsal durumunu derinden etkileyen olaylarla karşılaşması sonucu da gelişebilir. Tiroit krizi yukarda sozu edilen belirtilerin hızla kötüleşmesine yol açar. Taşkınlıklar çılgınlık boyutlan kazanır ve hatta sayıklamalann başlamasıyla tam bir delirium durumu ortaya çıkar. Vücu sıcaklığı hızla çok yüksek değerlere ulaşır. Hasta aşın terler, kusar ve artan bağırsak hareketlerine bağlı olarak şiddetli ishale yakalanır.
Bütün bu gelişmeler aşın sıvı kaybına neden olur. Sıvı kaybı vücut sıvıla-nndaki asilliğin değişmesi ve zehirli maddelerin açığa çıkmasına, bu gelişmeler de kalp-dolaşım sisteminin bozulmasına yol açar. Vücutta sıvı kaybı dolaşımdaki kam da azaltır. Bu durum kalbin kam pompalamakta karşılaştığı güçlüklerle birleşince kan basıncı giderek düşer ve hastanın bayılmasına, hatta Ölümüne neden olur TANI
Bazen tiroidizm belirtilerinin gizli kalması tamda guçluk yaratabilir. Ruhsal sorunların öne çıktığı, açık bedensel belirtilerin görülmediği durumlarda bile tiroit bezinin çalışması kontrol edilmelidir.
Tanıya yardımcı incelemelerden biri bazal metabolizmadır. Bu incelemede vücudun 16°C’lik ortam sıcaklığında 12 saat aç ve dinlenme durumundayken 24 saat boyunca ürettiği kalori miktarı saptanır. Bu yolla vücuda gerekli olan en az (temel) enerji miktarı ölçülür. Bazal metabolizmanın belirlenmesi için bu koşullarda 5-10 dakikalık bir süre içinde üretilen kalori miktarının ölçülmesi yeterli olur. Uygun aletler yardımıyla elde edilen veriler sayesinde 24 saatlik değerlere kolayca ulaşılabilir. Orta yaşlarda ve 70 kilo ağırlığında bir kişi saatte 70 kalori, 24 saatte 1.680 kalori harcar. Bazal metabolizma hipertiroİdiz-min yanı sıra ateşli hastalıklar ve aşın beslenme gibi durumlarda da yüzde 50, hatta yüzde 100 oranında artabilir.
Daha yeni bir inceleme yönteminde ise radyoaktif izotoplar kullanılır. Tiroit bezi bütün vücutta bulunan iyotun yüzde 20’sini içeren bir iyot deposudur. Sebzeler ve deniz ürünleri gibi yiyeceklerden alınarak kana karışan iyot, hızla tiroit bezi tarafından alınarak hormonların yapımında kullanılır. Bu özellikten yararlanan inceleme yöntemi, ağızdan bir miktar radyoaktif iyot izotopu ya da son zamanlarda kullanılan radyoaktif teknetyum ve sezyum izotopları alındıktan sonra tiroitin bu maddeleri toplama gücünün ölçülmesine dayanır. Hipertiroidizm olgularında tiroit bezinin kandan iyot alma miktarı artar. Radyoaktif iyot izotopu gibi maddelerin yaydığı ışınlar, örneğin, Geiger-Müller sayacıyla saptanabildiğinden ti-Toit bezindeki birikme düzeyi belirlenebilir. Öbür laboratuvar incelemeleri kanda bulunan tiroit hormonlarının düzeyini ölçmeye yarar.
TANI
Çeşitli belirtileriyle hipertiroidi düşündüren durumlarda veya tarama amacıyla yapılan TSH incelemesinin düşük bulunması ve sT4 veya sT3 seviyesinin yüksek bulunması tanıyı koymak için yeterlidir.
TEDAVİ
Hipertiroidizm üç ayrı yolla tedavi edilir: Cerrahi girişim, tiroit bezinin radyoaktif iyotla kısmen yıkıma uğratılması ve tiroitin işlevini sınırlayan tiyourasil, metimazol ve brom gibj ilaçların kullanılması.
Plummer hastalığında ilk iki tedavi yolu gündeme gelir. Yani tiroit adenomu ya cerrahi girişimle almır ya da radyoaktif iyot İzotopuyla (iyot-131) yıkıma uğratılır. İyot-131 vererek tiroit dışındaki organları ışınlama tehlikesi yoktur. Çünkü bu organ iyot-13 Tin tamamını tutar, biriktirir ve organizmanın kalan bölümünden yalıtır.
Basedow hastalığında her üç tedavi yönteminden de yararlanılabilir. Hekim seçimini hastanın yaşı ve hastalığın ağırlığı gibi durumları değerlendirerek yapar.
Hipertiroidizm tedavisinin yol açabileceği başlıca iki tehlike vardır: Tiroit bezinin büyük bir bölümünün cerrahi girişimle çıkarılması ya da ışınımla yıkıma uğratılmasına bağlı olarak hipo-troidizmin ortaya çıkması ve tiroit bezi etkinliğinin azalmasına tepki olarak hi-pofiz bezinin etkinliğinin artması; bu gelişmenin de guatr ve egzoftalmiye yol açması. Bu iki kötü olasılık iyi bir tedaviyle en az düzeye indirilebilir. Her zaman bütünüyle ortadan kaldınlama-makla birlikte, bu komplikasyonlann tehlikeli boyutlar kazanması önlenebilir.